Gerçekten de tarih ne için okutulur bu
ülkede? Birilerinin Altın Çağ kabul ettikleri 1920'leri, 1930'ları
kutsamak için mi? Hem bu kutsama ayini biraz fazla uzamadı mı sizce de?
...
İşte bugün size anlatacağım olay da
kaderine terk edilmiş ve susturulmuş parçalarından birisidir
tarihimizin. Henüz 20 yaşlarının başındaki bir ilim öğrencisi, bakın
nasıl idam edilmiş ve daha da kötüsü, adı sanı nasıl unutturulmuş?
....
6 Temmuz günkü celsede mektup tekrar
gündeme getirilir ve İbrahim Edhem'in, isyanın amil ve faillerinden
olduğu gerekçesiyle idamına ittifakla karar verilir. Nihayet 7 Temmuz
1925 günü Urfa sıcaktan kavrulurken henüz 22 yaşında bir genç,
darağacında son nefesini vermektedir. İşin garibi, her iki davasında da
mahkeme başkanlığı yapanların kendilerinin, sonraki yıllarda
yolsuzluktan ve Atatürk'e suikasttan yargılanmış olmalarıdır. Hem bu,
Meclis'te herkesin gözü önünde Deli Halid Paşa'yı vuran Ali
Çetinkaya'nın terfi ettirilerek İstiklal Mahkemesi'ne reis yapılması,
yani hukukun bir katilin vicdanına teslim edilmesinin yanında hiç kalır.
Kaynak