9 Temmuz 2009 Perşembe

Öyle Bir Zaman Gelecek Ki, Bu Ümmetin Âhiri, Evveline Lânet Edecek

MUHAMMED ZÂHİD el-Kevserî’nin Makâlât’ında “Selef'in nasslardan anladığı neyse, anlaşılması gereken odur” ibâresinin geçtiğini okumuştum bir yazıda…

Bir anlamda bu, nassların keyfî yorumlanmasının önüne geçmenin ve Hak Din’i, önceki örneklerde görüldüğü türden tahrip ve tahriflerden mâsun kılabilmenin en önemli vesilelerinden biriydi.

Ebubekir Sifil Hoca’nın fevkalâde yerinde teşhisiyle, şimdiye kadar gelmiş geçmiş tüm bid’at fırkalar kendilerini Kur’an’la refere ediyorlardı.

O halde, şimdilerde terviç edildiği gibi, Din’i sadece Kur’an’ın ne söylediğine indirgediğinizde, ortaya türlü türlü Kur’an telakkileri çıkması gayet doğaldı. Her görüş kendisini Kur’an üzerinden ifadelendirse de, zihnimize zerk edilen, Kur’an’ın ne dediğinden/demek istediğinden çok, okuyanın ondan ne anladığı olmaktaydı.

İşte tam da bu nedenle mezhep imamları ittifakla, Kur’an’la birlikte Sünnet, İcmâ’ ve Kıyas gibi üç önemli unsuru şer’î deliller arasında zikretmişlerdi. (1)

Bugün ise selefin nasslardan anladığı ve aktardığı birikime dudak büken, evvelki âlimlerin müktesebat ve tetebbuatını hafife alan ve öncekilerin dini çoğu noktada yanlış anladığını imâ eden genellemeler yapan ‘türedi’ bir makule zuhur etti.

Bir rivâyette (rivâyet, yanlış aklımda kalmadıysa Tirmizî’de Fiten bâbında geçiyor) Efendimiz (s.a.v), “Öyle bir zaman gelecek ki, bu ümmetin âhiri, evveline lânet edecek” buyuruyor.

Modern İslâm düşüncesi üzerinde yüzeysel bir okuma yapmak bile, mezkûr rivâyetin haklılığını göstermeye yetecektir.

Tamamı


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bunlara da göz atabilirsiniz

Blog Widget by LinkWithin