Mâlâyani, “manası olmayan şey” demektir. İslâm alimleri, meseleyi hususen ele aldıkları kaynaklarda bunun sınırlarını bugün zannedilenin aksine oldukça geniş tutar. Mesela İbnü Receb el-Bağdadî “dünya ve ahiret için zaruri olmayan fiiller”in tamamını mâlâyani sayarken, Aliyy’ül-Kârî, kişiyi alâkadar etmeyen söz, nazar, fikir, hatta hayali dahi bu kapsama alır.
Buna rağmen mâlâyani daha çok “boş söz, fayda sağlamayan konuşma, şakalaşma veya tartışma” olarak bilinmektedir.
Kavramın kaynağını teşkil eden hadis-i şeriflerin bazılarında Hz. Peygamber s.a.v.’in mâlâyaniyi “söz”le örneklemesi ve modern zamanlar öncesindeki bütün toplumlarda şifahî (başkasından dinleyip öğrenilen) bir yapının hüküm sürmesi, meseleyi dil planında belirginleştirmiş, ilmihal kitaplarında “dilin afetleri” bahsine dahil etmiş olsa da, mâlâyaniyi sadece söze/dile ait bir günah şeklinde anlamak eksik bir bilgidir.
Evvela bunu tasrih edelim.
İkinci olarak mâlâyaninin hükmüne dair kaynaklarda serdedilen farklı görüşlerin, öyle görünmesine rağmen bir ihtilaf sayılmadığına dikkat çekelim. Kapsamına giren fiillerin çeşitliliği, bunlardaki niyet ve fiilin yol açabileceği neticeler sebebiyle mâlâyani, fıkıh kitaplarında fuzuli mübahlardan mekruhlara, haram sınırına kadar geniş bir yelpazede değerlendirilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder