Kutlu Doğum Haftası
Hiçbir dînî kutlama milâdî takvime göre yapılmaz.
O zaman biri
de kalkar, ramazanı serin ve kısa günleri olan kışın bir ayına
sabitlemek ister, nitekim istemiş bakın 26 nisan perşembe gününün
yazısında Can Ataklı “Ramazan sabitlenemez, Kutlu Doğum Haftası
sabitlenir” başlığıyla neler yazmış:
“İlk defa yazmıyorum, birkaç yıldır yazıp dikkat çekmeye
çalışıyorum, ama malum koro hep tepki gösteriyor. Kutlu Doğum Haftası’nı
kutluyoruz. Anlamı şu; diyanet 1989’da Peygamberimiz Hazreti
Muhammed’in doğum gününü mîlâdi takvime göre sabitledi ve bu kutlu günün
bulunduğu haftayı Kutlu Doğum Haftası olarak ilan etti. Hazreti
Muhammed’in doğum günü mîlâdi takvime uyarlanınca nisanın üçüncü
haftasına denk geliyor.
Cumhuriyet ilan edildikten sonra takvimde de değişiklik
yapılmıştı ama dini günler bakımından kameri takvime uyuldu. Ramazan ya
da Şeker Bayramı, Kurban Bayramı, bütün kandillerde olduğu gibi.
Birkaç kez asla dînî açıdan değil ama dinin de emri olan
“Zamana göre yaşamı kolaylaştırma” ilkesinden hareketle Ramazan’ın
mîlâdi takvime göre sabitlenebileceğini iyi niyetle yazmıştım. Kıyamet
kopmuştu. Dini günlerde hicri takvim kullanılmasının esas olduğu,
İslam’ı sulandırmaya kimsenin kalkamayacağı, dini bilmeyenlerin ahkâm
kesmemesi gerektiğini söylemişlerdi.
Ama nedense Kutlu Doğum Haftası’nın miladi takvime uyarlanmasına kimse karşı çıkmıyor.Sâhi neden?”
İşte görüyor musunuz ileride bu iş başımızı ağrıtır, ayrıca bu
nisan durmaz ki yarın receb, şaban, ramazan gibi aylara da denk gelecek,
bu sefer millet Peygamberimiz recepte yâhut ramazanda doğmuş sanacak,
bir de o hafta miraç, beraat ve kadir geceleri gibi kandile rastlarsa ki
birkaç yıl sonra bunlar olacak, o zaman millet Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)in kadir gecesi felan doğduğunu sanacak.
Bir de birkaç yıl
sonra mevlid kandili nisanın başına denk gelince seyreyle gümbürtüyü! Yâ
hu din işlerinde yenilik çıkarmaya ne gerek var?! Osmanlı ecdadımızın
650 yıllık isabetli uygulamalarına uymak neyimize yetmiyor?! Benden
söylemesi, yetkililere bu hususu ulaştırırsanız Rasûlüllâh(Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)de sizden razı olur inşâallâh.
Tamamı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder