Tutturmuşlar, "Mezhepler kalksın, Müslümanlar bir ve beraber olsun, hepimiz Kur'ân'da birleşelim..." diyorlar. Ne kadar parlak bir söz bu... Lakin bin parçaya ayrılmış, her biri bir türlü söyleyen Müslümanlar nasıl birleşecekler? İşte bu nasılın cevabını veremiyorlar.
İlk üç Râşid Halife haindir, Ehl-i Beyt'in hakkını yemiştir diyenlerle Kur'ân'da nasıl birleşeceğiz?
Ali b. Ebi Tâlib, hakeme müracaat ettiği için -hâşâ- kâfir olmuştur diyen Haricîlerle nasıl birleşeceğiz?
Ashabın büyük kısmı âdil değildir, dâvaya ihanet etmiştir, sapıtmıştır diyenlerle nasıl birleşeceğiz?
Lügâvî mânada Allah göktedir diyen, Cenab-ı Hakk'a noksan sıfatlar izafe eden mücessime ile nasıl birleşeceğiz?
İmamı Rabbanî, Celalüddin Rûmî, Abdülkadir Geylanî gibi evliyaullaha -hâşâ- evliyauşşeytan diyen aşırılarla, mükeffirlerle nasıl anlaşıp birleşeceğiz?
İmanın altı şartından biri olan kadere inanmayan filancalarla nasıl birleşeceğiz?
"Allah gerçek bir Janus'tur" diyerek Cenab-ı Hakkı iki çehreli bir Roma putuna benzeten zındığın taraftarları ile nasıl birleşeceğiz?
Kur'ân tahrif edilmiştir diyenlerle nasıl birleşeceğiz?
Dini imanı para olan modern müellefe-i kulûb ile nasıl birleşeceğiz?
Herkes Nuh diyor, Peygamber demiyor... Evet nasıl birleşeceğiz?
Her bozuk taife eline Kur'ân almış; yanlış ve bozuk inanç, görüş ve yorumlarını Kur'ân Kur'ân Kur'ân diye bağırarak savunuyor.
"Peygamberlik Hz. Ali'nin hakkıydı, Hz. Ali ile Hz. Muhammed birbirlerine iki karganın birbirine benzediği gibi benzerlerdi. Bu yüzden vahyi getiren Cebrail şaşırdı, Hz. Ali'ye vereceğine Hz. Muhammed'e verdi..." diyen Gurabiye taifesi de Kur'ân diyor, başka bir şey demiyor.
Birbirleriyle savaşan çeşitli fırkalar, hizipler, taifeler, cemaatler mızraklarına Kur'ân sayfaları bağlamışlar; kendi inançlarını, görüşlerini, yorumlarını hep Kur'ân Kur'ân Kur'ân diye feryat ederek savunup yayıyorlar.
Ortada bin çeşit "Kur'ân Müslümanlığı" var.
Acaba bunlardan hangisi Kur'ân'a uygundur?
Önemli olan Kur'ân'a uygun İslâm anlayışını bulmaktır.
İşte bu İslâm Sünnet ve Cemaat İslâmlığı'dır.
Bu İslâm Ana caddedir, Sevad-ı Âzamdır, Büyük Topluluktur... Bu İslâm'da Kur'ân ve Sünnet iki ana temel kaynaktır. Ayrıca icmâ-i ümmet ve kıyas-ı fukaha vardır.
Bu İslam, günümüzden Asr-ı Saadet'e kadar, kopuğu olmayan bir silsile ile Resullerin Seyyidine (Sallallahu aleyhi ve sellem) ulaşır.
İşte, Kur'ân'da birleşmek, Kur'ân'la birleşmek Ehl-i Sünnet'te olur.
Ehl-i Sünnet kalksın, onun yerine Selefîlik, Necdîlik, şu veya bu fırka hakim olsun ve birleşme böyle sağlansın... Bu duaya âmin denmez.
Geliniz Kur'ân'da, Sünnet'te, icmâ-i ümmetle sâbit olan İslâmî hüküm ve değerlerde, Cadde-i Kübra'da, Sevad-ı Âzam'da birleşelim.
M.Şevket Eygi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder