Ebu Râfî (r.a) 'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur:
"Benim
emrettiğim veya nehyettiğim bir konu kendisine iletildiğinde sakın
sizden birinizi, koltuğuna yaslanmış olarak, "biz onu bunu bilmeyiz.
Allah'ın kitabında ne görürsek ona uyarız, o kadar" derken bulmayayım."1Batı'nın
İslâm ülkelerini istilâ ettiği ve askerî işgali kültürel işgale
dönüştürüp sürekli kılmaya karar verdiği yıllardan itibaren planlı ve
örgütlü olarak başlatılmış olan sünnet düşmanlığı, ilerleyen yıllar
içinde "Kur'an'la yetinme" çağrısına dönüştü.
emrettiğim veya nehyettiğim bir konu kendisine iletildiğinde sakın
sizden birinizi, koltuğuna yaslanmış olarak, "biz onu bunu bilmeyiz.
Allah'ın kitabında ne görürsek ona uyarız, o kadar" derken bulmayayım."1Batı'nın
İslâm ülkelerini istilâ ettiği ve askerî işgali kültürel işgale
dönüştürüp sürekli kılmaya karar verdiği yıllardan itibaren planlı ve
örgütlü olarak başlatılmış olan sünnet düşmanlığı, ilerleyen yıllar
içinde "Kur'an'la yetinme" çağrısına dönüştü.
Oryantalistlerin
sünnet verilerine yönelttikleri uydurulmuş ithamlarına körü körüne
kapılmaktan kaynaklanan bahis konusu düşmanlık ve çağrı, ilginç bir
şekilde İran-Irak savaşının sona ermesinden sonra memleketimizde
değişik seviyede ulu orta yazılır-çizilir ve konuşulur oldu. Batıya
yenik düşmüş İslâm ülkeleri aydınlarından bazıları bu yenikliğin ve
ezikliğin etkisiyle İslâm'a müsteşrikler gibi yaklaşıp onların bedava
avukatlığını üstlenerek ülkelerin gündemine sünnet karşıtı fikirleri
taşımışlar ve kitaplık hacımda yoğun tartışmalara, sürtüşmelere vesile
olmuşlardır.
sünnet verilerine yönelttikleri uydurulmuş ithamlarına körü körüne
kapılmaktan kaynaklanan bahis konusu düşmanlık ve çağrı, ilginç bir
şekilde İran-Irak savaşının sona ermesinden sonra memleketimizde
değişik seviyede ulu orta yazılır-çizilir ve konuşulur oldu. Batıya
yenik düşmüş İslâm ülkeleri aydınlarından bazıları bu yenikliğin ve
ezikliğin etkisiyle İslâm'a müsteşrikler gibi yaklaşıp onların bedava
avukatlığını üstlenerek ülkelerin gündemine sünnet karşıtı fikirleri
taşımışlar ve kitaplık hacımda yoğun tartışmalara, sürtüşmelere vesile
olmuşlardır.
Bizde
sadece sünnet'in değil, bizzat İslâm'ın kendisinin reddedilmesine
çalışılmış, ancak Müslüman halkın, necip milletimizin yoğun baskı ve
bilinçli direnişi sonucunda dinî eğitim-öğretim resmen başlatılmıştı.
1950'li yıllardan bu yana çok daha yaygın şekilde bir İslâm kimlik ve
kişiliğinin inşası çalışmaları sürdürülmektedir. Ne
kadar acıdır ki, bu İslâmî kimlik ve kişilik mücadelesinde henüz
yeterli birikim ve kıvam elde edilememişken, gelişmekte olan bu İslâmî
potansiyel, batının sunduğu bilimsel görünümdeki düşman şablonuna uygun
olarak sünnetsiz, yoz bir istikamete sürüklenmek istenmektedir. İslâmî
hareket ve araştırmalar, "Kur'an'la yetinme" çağrıları etrafında
sünnetsiz bir çerçeveye oturtulmaya çalışılmaktadır.
sadece sünnet'in değil, bizzat İslâm'ın kendisinin reddedilmesine
çalışılmış, ancak Müslüman halkın, necip milletimizin yoğun baskı ve
bilinçli direnişi sonucunda dinî eğitim-öğretim resmen başlatılmıştı.
1950'li yıllardan bu yana çok daha yaygın şekilde bir İslâm kimlik ve
kişiliğinin inşası çalışmaları sürdürülmektedir. Ne
kadar acıdır ki, bu İslâmî kimlik ve kişilik mücadelesinde henüz
yeterli birikim ve kıvam elde edilememişken, gelişmekte olan bu İslâmî
potansiyel, batının sunduğu bilimsel görünümdeki düşman şablonuna uygun
olarak sünnetsiz, yoz bir istikamete sürüklenmek istenmektedir. İslâmî
hareket ve araştırmalar, "Kur'an'la yetinme" çağrıları etrafında
sünnetsiz bir çerçeveye oturtulmaya çalışılmaktadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder