18 Mayıs 2010 Salı

Bu Hezeyanlara Sessiz mi Kalalım?



Geçtiğimiz hafta sonu Ebubekir Sifil Hoca, bir davet üzerine, Mustafa İslâmoğlu nam zâtın ifsâd edici yaklaşımları hakkında mütâlâalarda bulunmak için İstanbul’da bir konuşma yaptı.
Kendisini davet edenler, müşârünileyh ve benzer zihniyetteki ‘figürlerin’ ciddi anlamda çevre edinmeye başladığı, janjanlı retoriklerinin aldatıcılığına çoklarının kapılıyor olduğu türünden endişelerle, bu tür bir oturumun tertibini gerekli görmüşlerdi.
Ben de duyuyordum; bir anafor gibi sâfî zihinleri idlâl edip cezbeden mezkûr faaliyetleri…
Eskiden isim tasrih ederek ilmî tenkid yapılmasına prensip olarak çok sıcak bakmazdım.
Eleştirel sahada daha çok fiil, tutum ve kanaatler üzerinden yol alınması gerektiği yönünde kuvvetli bir meylim vardı.
Ama belli isimlerin, âhir zaman müslümanının zaten modern bombardıman ile bulandırılmış zihinlerini, köksüz ama kulağa hoş gelen nevzuhur yaklaşımlarla aidiyetlerinden koparıyor olması, bu temâyülü bir kez daha gözden geçirmeme neden oldu.
Bilakis anlatılmalı, insanları bir girdap gibi içine çeken bâtıl/bid’at düşüncelerin bozukluğundan ve sahiplerinin durduğu mevziden mütehayyirler haberdar edilmeliydi.
Elbette, ilmî plânda kalınarak ve işin içine kişisel mülâhazaları katmadan…
Bel altından vurma, özel hayata ‘dadanma’ ve Allah ile kul arasında kalması gereken bireysel sürçmeleri ifşâ gibi pespâyeliklere mürâcaat etmeden…
Bu bahsi şöyle hitâma erdirelim:
Hem “Karakterim tahkire, tezyife, hakarete izin vermez” diyen hem de masonluğu, müfsidliği müseccel Cemâleddin Efgânî’yi eleştirenlere atfen “Ona (Efgânî’ye) kara çalan adamlar, onun ‘tuvalet bezi’ etmezler” diyerek, ileri sürdüğü hassasiyetlere uyma konusunda sıkıntıları olduğu anlaşılan İslamoğlu'nu, lütfen, sadece onun tumturaklı ifadelerinden değil, işin ehli Ehl-i Sünnet âlimlerden dinleyiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bunlara da göz atabilirsiniz

Blog Widget by LinkWithin