Yunan isyanı patlak verdiği günlerde Patrik Gregorius Ruslarla mektuplaşarak Türklerin nasıl yok edileceğine yönelik komplo planlarının ele geçirilmesi idi. Nitekim Patrik Gregorius, Rus Çarı I. Aleksandr’la gizlice mektuplaşmış; mektupların birinde, "müşterek düşman" gördükleri Türklerin nasıl yok edileceğine dair tavsiyelerini dile getirmişti.
Türkiye’de bulunduğu süre içinde Türklük aleyhine epey faaliyetlerde bulunmuş olan Rus Elçisi General İgnadyef, hatıratında, bu mektupla ilgili olarak şunları söyler:
"Mahmud Nedim Paşa’nın, Sadrazamlıktan istifa ettiği gün Patrikhaneye gitmiştim. Patrik Germanos, sohbetimiz sırasında Patrikhane’deki inşaat esnasında çıkan bir sandık içinden, Sultan Mahmut zamanında Yunan istiklaline yardım suçuyla asılan selefi Gregorius’un o zamanki Çarımız Aleksandr’a gönderdiği bir mektubun müsveddesini bana okudu. Ele geçtiği zaman Germanos’un bile felaketine sebep olabilecek bu mektup, ölen Patrik’in, Türkleri dünya siyasî ve askerî hayatından korkulacak bir varlık olmaktan çıkaracak, hatta bağımsız bir millet olabilmekten mahrum edecek çok dikkate değer tavsiyeler içermekteydi. Benim Osmanlı Devleti nezdinde vazifede olduğum esnada (1864–1878) bu teşhisler tamamen isabetle tecelli etti"
Fener Patriği Gregorius’un, Türkleri içerden yok etme düşüncelerini taşıyan bu vesikayı ibret nazarlarınıza sunuyoruz:
"Türkleri maddeten ezmek ve yıkmak mümkün değildir. Çünkü, Türkler çok sabırlı ve dayanıklı insanlardır. Gayet mağrurdurlar ve izzet–i nefs sahibidirler. Bu hasletleri de dinlerine olan bağlılıklarından ve kadere rıza göstermelerinden, geleneklerinin kuvvetinden; padişahlarına, kumandanlarına, büyüklerine olan itaat duygularından gelmektedir.
Türkler zekidirler ve kendilerini müspet yolda sevk ve idare edecek reislere sahip oldukları müddetçe de çalışkandırlar. Gayet kanaatkârdırlar. Onların bütün meziyetleri hatta kahramanlık ve şecaat duyguları da geleneklerine olan bağlılıklarından, ahlâklarının selabet ve safiyetinden, bilhassa dinî ve manevî hayatlarının tanzim ve tedvin eden şahsiyetlere olan bağlılık ve hürmetlerinden gelmektedir.
Türkleri evvela bu din ve manevî şahsiyetlerinden mahrum bırakmak, buhran anlarında irşâd vazifesini ifa edecek şahsiyet ve mihraklardan nasipsiz kılmak icap eder. Bunun da kestirme yolu dinî ve manevî hayatı temsil eden teşkilat ve şahsiyetleri, milletleri üzerinde etkili kudret olmaktan çıkartmaktır. Halkı da millî ve manevî geleneklerine uymayan dış telkin ve fikirlerle tahrip etmektir.
Türkler dış yardımı reddederler, haysiyet duyguları buna manidir. Velev ki, geçici bir zaman için zahiri kuvvet verse de, Türkleri dış yardıma alıştırmalıdır.
Maneviyatları sarsıldığı gün kendilerinden şeklen çok kuvvetli, kalabalık ve zâhiren hakim kuvvetler önünde zafere götüren asıl kudretleri sarsılacak ve maddi vasıtaların üstünlüğü ile yıkmak mümkün olacaktır..."
Fener Patriği Gregorius’un, Türkleri içerden yok etme düşüncelerini taşıyan bu vesikayı ibret nazarlarınıza sunuyoruz:
"Türkleri maddeten ezmek ve yıkmak mümkün değildir. Çünkü, Türkler çok sabırlı ve dayanıklı insanlardır. Gayet mağrurdurlar ve izzet–i nefs sahibidirler. Bu hasletleri de dinlerine olan bağlılıklarından ve kadere rıza göstermelerinden, geleneklerinin kuvvetinden; padişahlarına, kumandanlarına, büyüklerine olan itaat duygularından gelmektedir.
Türkler zekidirler ve kendilerini müspet yolda sevk ve idare edecek reislere sahip oldukları müddetçe de çalışkandırlar. Gayet kanaatkârdırlar. Onların bütün meziyetleri hatta kahramanlık ve şecaat duyguları da geleneklerine olan bağlılıklarından, ahlâklarının selabet ve safiyetinden, bilhassa dinî ve manevî hayatlarının tanzim ve tedvin eden şahsiyetlere olan bağlılık ve hürmetlerinden gelmektedir.
Türkleri evvela bu din ve manevî şahsiyetlerinden mahrum bırakmak, buhran anlarında irşâd vazifesini ifa edecek şahsiyet ve mihraklardan nasipsiz kılmak icap eder. Bunun da kestirme yolu dinî ve manevî hayatı temsil eden teşkilat ve şahsiyetleri, milletleri üzerinde etkili kudret olmaktan çıkartmaktır. Halkı da millî ve manevî geleneklerine uymayan dış telkin ve fikirlerle tahrip etmektir.
Türkler dış yardımı reddederler, haysiyet duyguları buna manidir. Velev ki, geçici bir zaman için zahiri kuvvet verse de, Türkleri dış yardıma alıştırmalıdır.
Maneviyatları sarsıldığı gün kendilerinden şeklen çok kuvvetli, kalabalık ve zâhiren hakim kuvvetler önünde zafere götüren asıl kudretleri sarsılacak ve maddi vasıtaların üstünlüğü ile yıkmak mümkün olacaktır..."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder